Burnuma yaşam soluğu üflendiğinde
Gözümden dünyayı ilk gördüğümde
Nefes yandığında, ciğerlerimde
nasılsam işte öyle gitmek isterim.
Gözümden dünyayı ilk gördüğümde
Nefes yandığında, ciğerlerimde
nasılsam işte öyle gitmek isterim.
***
Ne bir varlık olsun ne de bir yokluk
Işığın dışında kalmasın boşluk.
Düşerken dünyaya o saf maviden
Nasılsam, yine öyle dönmek isterim.
***
İki yanımda yüzen, ses güzelliği.
Pembeden maviye gelmesin geri.
Kötülüğün soğuk, karanlık eli.
Bana dokunmadan, gitmek isterim.
***
Tozun içinde bulup kaldırdım onu.
Bebek gibi kollarımda uyuttum onu.
Doğduğu köylere gönderdim onu.
Geriye dönmesin, kalsın isterim.
***
Maviden gelerek maviye giden
Evreni damlanın içinde gören
Bir soluk anında, dünyayı gezen,
Kir ve pas değmeden, gitsin isterim.
***
Nefes değil sonunda, varlıktır yanan.
Doğarak ateşten, gökte ışıyan
Saf yıldızın içinde çözülür zaman,
Sonsuzda, birlikte dursun isterim.
Onur Aydemir
Kasım 2025, Ankara
