Bırak!
bırak…
mümkünse yanındaki
o masanın üstüne.
avucunda tasmasını
kımıltadıp durduğun
sıcak bir kül gibi yanan
ebrûli yalanları.
masa ki eflâtundur.
masa ki can pahası.
****
akşam.
bilirsin.
bilirsin.
kıvılcımlar saçarak
duvarlara yürüyor
***
karanlıklar basacak
ansızın, bir taşkın gibi!
ve hep suyu arayan
o sönmemiş kireçtaşı
-yolunu kaybederek-
içimde soğutacak
alev almış kalbini.
içim ki laciverdî
içim pul pul alaca
akarsuda dolanan
kırmızı bir balık gibi.
***
içim her halükarda
parıltılar saçacak...
***
bırak.
virânede uyuyorum.
şol ağrıyan ruhum benim
masmavi bir heyûladır.
yahut karanlık ve küflü
yıkıntılar arasından
zamâneyi gözetliyen
yorulmuş bir canavar...
***
Dur.
o karanlık dediğin şey
kimesneler bilemez
,
rengârenk bir nakıştır.
bilinemez, çıkmıştır
hangi tuhaf zamana
zamana dökülerek.
sımsıcak bir yangın gibi..
bilinemez hangi kör
kör mecnûnun
tezgahından...
........
........
***
bırak…
Onur Aydemir
Mayıs 2025, Ankara
Mayıs 2025, Ankara

Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.