Stanislaw Lem'i düşünerek...
Görsel: Solaris (1972), Andrei Tarkovsky
o farazî gece nasıl serindi
ölüm ordaydı ama korkusu yoktu
ölüm ordaydı ama korkusu yoktu
***
insanlar yeni doğmuş bir bebek gibi
eksiktiler anlamda- ruhlar gebeydi.
***
bitkiler- ki vahşice büyümüşlerdi
eksiktiler onlar da bütün anlamdan
sarmaştıkça solduran o büyülü söz
daha onlara erişmemişti.
***
zamandan atılmış herkes orada
görünmeyen bir yerde konuşuyordu
farazî gecede parlak yıldızlar
gökyüzünde yer bulamıyordu.
***
bitkilerden yayılan o tuhaf koku
an’ı sonsuzda durduruyordu.
sabit ve dengede; sıcak bir nokta
örtüyor, sarıyor ve gizliyordu.
***
dünyanın dışında mavi uçurum
boşluğun inkârı, suyun donuşu.
anlamı öldüren sarhoşluğumuz
ölümü göze aldırıyordu.
***
ve hatırlar mısın nasıl serindi
ayakların yerden kesiliyordu
yerçekimi yoktu, unutulmuştu
***
saçlarında ıhlamur yaprağı vardı.
anlam uzaktaydı, zaman durmuştu.
Onur Aydemir
Mayıs 2025, Ankara
Mayıs 2025, Ankara

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.