Br 18 Eylül İçin...
karşıtlığa açık yüzü;
gurur da var düşünce de,
hatta belki biraz hüzün?
sırtındaysa güçlü eller
biz burdayız, der gibiler.
öylece durup oturmuş.
tahttaki bir prenses gibi
kardeşlerin arasına.
Bir on dokuz mayıs günü.
o bembeyaz elbisesi,
uzun saçları örgülü.
yüzündeki gülümseme
cesur ve kendinden emin,
bir parça da gururlu.
yanında liseli kızlar
ve uzaktan bir yaşlı adam
iç çekerek bakıyor;
“genç olmak vardı evlat,
gencecik olmalı şimdi.
ihtiyarlık başa bela
bir bela ki büsbütün.”
Bir yaşıma giriyorum
Masada mum, mavi-sarı
nasıl güzel yanıyor…
Onur bunu görüyor.
Eğiliyorum muma,
Her saniye, biraz daha.
ve sonunda sarsılarak
Dengemi bozuyorum.
Annem bunu görüyor
Annem beni tutuyor.
Tutmasa düşeceğim.
Ben unuttum sayısını
Kaç kez, bozuldu dengem
ve o kaç kez tuttu beni.
Belki de bu ilkidir.
Bir öğretmenler günü
Çocuklar arasında
Mutlu, yüzü gülüyor
Her öğretmen sevilmez.
benim yüzlerce oldu.
hepsini sevmiyorum.
Çocuklar da annem gibi,
büyümekte, mutlu, mağrur.
En neşelisi yine annem
onlarla hep mutlu olur
onlardan biridir çünkü.
ne zaman gitsem yanına
bir çocuk hep yanındadır.
ve çocuklar annemin
yanında hep rahattır.
***
Bir doğum günü hediyesi
yazılmıştır, bu şekilde.
resimlere kazınarak
ve tuşlara vurularak.
bilmiyorum hangi zaman,
bilmiyorum ne kadar,
ulaşacak yerine
bir insanın kalbinde
o en kutsal varlık için
toplanan bu kıpırtılar.
ama varlığı işte
varlığı yetiyor bana.
anlatmak çok zor bunu.
anlatmak, bir ömür kadar.
uzun ömürler sana..
bunu içten diliyorum.
varsa eğer bir gücüm,
bende olan geçsin sana..
Eylül 2025, Ankara




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.